Nepal ya da Hindistan’a gidenler, mutlaka Sadu ya da Sadhu olarak tabir edilen topluluk hakkında bilgi sahibi olurlar. Sadular normal insanlar gibi bir hayat sürmez. Saduların evlilik hayatları ya da baba olma gibi bir seçenekleri yoktur.
Sadularla ilk karşılaşmam, birlikte vakit geçirmem ve onlar hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmam Nepal yolculuğum sırasında gerçekleşti. Nepal seyahatimde Pashupatinath tapınağında ölü yakma törenlerine katılmış ve Saduların daveti üzerine onların yaşadıkları yere girmiştim. Nepal, Kathmandu 👉🏻 Pashupatinath tapınağında Sadularla olan deneyimleri okumak için lütfen tıklayın.
Nepal’de Sadu Olmak Ne Demek?
Esasen Sadular Hinduizm’de çileci bir yaşam süren ve dünyaya ait nimetlerden tam anlamıyla uzaklaşmış kişilere denir. Bazı kaynaklarda bu kişilere vairagi ya da jogi şeklinde de hitap edildiği vurgulanmıştır.
Şaşkınlığınızı Saklamakta Zorlanabilirsiniz!
Nepal’de bir Sadu ile karşılaştığınız zaman son derece özel duygular yaşayabilir ve şaşkınlık hissinizi saklamakta zorlanabilirsiniz. Özellikle tapınak çevrelerinde birçok Sadu’nun turistlerle para çektirdiğini görebilirsiniz. Kimi tapınaklarda mizansen amacıyla Sadu olan kişiler de bulunur çünkü orijinal Sadular, zaten genel olarak izole bir yaşamı tercih ederler. Sadular para dilenen ya da paraya önem veren topluluklar değildir. Bu nedenle kendilerine Sadu imajı veren kişilerin sizi kandırabileceğini unutmayın.
Sadular ayrıca meditasyon ya da cenneti düşleme yolu ile özgürlüğe ulaşabileceklerini düşünürler. Bu ilginç topluluğun son derece ilginç ve kendilerine has, katı kuralları olabilir. Bu durum, Nepal’de özellikle yıllar öncesine kadar büyük problemler doğuruyordu. Örneğin tapınaklardaki ölü yakma törenlerinde kadınların artık alınmamasının bir nedeni de Sadu inancındaki yaygın düşüncelerdir. Bu inançtaki kişiler, eşleriyle beraber ruhlarını arındırmak ve dünyaya tekrar birlikte gelmek isterler. Bu nedenle pek çok Sadu kadın, geçmişte eşlerinin ölümünden sonra ölme isteğinde olurlardı. Yaklaşık 50 sene kadar önce bir ölü yakma ritüeli esnasında bir Sadu kadın, eşinin yakıldığı ateşe kendini atmıştı. Bu olaydan sonra Sadu kadınlarının törenlere alınmasına pek sıcak yaklaşılmadı.
Sadular genel anlamda kendi gelenek ve inançlarına olabildiğince odaklanmak ister. Bu nedenle de onları kolay kolay toplumsal yaşamın içinde göremezsiniz. Sadular birlikte ve çıplak bir şekilde yaşamalarına rağmen aralarında cinsellik söz konusu olmaz. Manevi yolu büyük bir disiplinle uygulayan kişi olarak tanımlanan Sadular, görünüm olarak da son derece ilginçtirler. Bu nedenle turistler öncelikli olarak onları görmek ve fotoğraf çekmek isterler.
Saduların toplumda özel bir saygınlıkları vardır. Yaşamlarını halktan gelen sadakalarla idame ettirirler. Bunun birlikte, dünyada en çok Hindistan üzerinde yoğunlaşmış durumdadır. Buna rağmen Nepal’de de Sadu topluluğundan birçok kişiyle karşılaşmanız olası.
Saduların Gündelik Yaşamı
Sadular, hem cinsel hem de maddi düzeydeki etkileşimlerini tümüyle arkada bırakarak çeşitli tapınaklarda ya da ormanlık alanlarda yaşarlar. Amaçları karmanın yarattığı etkiyi sona erdirmektir. Bunun için de yaşamları boyunca acı çekmeyi sürdürürler. Kendileri toplumu koruyan insanlar olarak konumlandırırlar. Nerede yaşarlarsa yaşasınlar, halk bir şekilde gelip onlara yemek ve içecek desteği verirler. Yoksul olmak ve safkan kalmak adına söz veren kişilerin çoğu erkektir. Kadınlar “sadhin” olarak adlandırılır.
Geçmiş dönemlerde yalnızca Brahmanların bu topluluğa dahil olmalarına onay veriliyordu ancak günümüzde tüm kast üyeleri Sadu olabiliyor. Saduların en muhafazakar ve katı olanları Nagalar olarak bilinir. Nepal’de Sadular, günlük yaşamlarında kutsal ayetleri okuyarak, bedenini fiziksel anlamda arındırarak Tanrı’ya ulaşmaya çalışmaktadır. Kimilerinin dillerini deldiklerini görebilirsiniz. Bazı zamanlarda kuma kendilerini gömmeyi tercih ederler.
Tanrı’ya Yaklaşmak İçin Acı Çekmek
Zor pozisyonlarda oturmayı ve uyumayı benimserler. Örneğin çoğu zaman ayakta uyuduklarını söyleyebiliriz. Bütün Sadular savaş karşıtı olarak bilinirler. Daha çok yalandan uzak ve sakin bir yaşamı benimsemişlerdir. Kısacası maddi alana dair her şeyin uzağında kalmışlardır. Her Sadu’nun kendini izole etme biçimi ve Tanrı’ya yaklaşma ritüelleri farklı olabiliyor. Örneğin bazı kişiler, tümüyle yaşamlarını bir mağarada geçirmeyi tercih edebiliyor.
Bu arada Saduların et yemediklerini de hatırlatalım. Vücutlarında yer alan kılları ömür boyu kesmiyorlar. Bu nedenle de saçları ve sakalları dışında upuzun vücut kıllarıyla son derece ilginç bir görüntü yaratıyorlar. Günlerini genel olarak dua ve meditasyon ile geçiren Saduların turistlere karşı yabani bir tavırları yok. Hatta bazıları sizi doğrudan aralarına dahil edebilir, sıcak bir şekilde çeşitli ikramlar sunabilirler.
Haşhaş dışında marihuana içmeleri konusunda bir onay söz konusu. Marihuananın acılarını dindirmelerine yardımcı oldukları düşünülüyor. İnsan eliyle yapılmasından dolayı alkolü zararlı görüyorlar ve tüketmiyorlar. Fakat uyuşturucu etkisi olan doğal ürünlere karşı bakış açıları kesinlikle bunun tam tersi. Nepal’e geldiğinizde, onlarla fotoğraf çekmenin ötesine geçip aralarına dahil olmaya çaba gösterirseniz, yaşam boyu unutmayacağınız bir deneyimle karşı karşıya kalabileceğinizden emin olabilirsiniz.