Almanya Gezilecek Yerler, Geinsenheim, Nürnberg, Fürth

Yazar: Yasemin Soysal

Almanya gezilecek yerler yazımda anneannemle birlikte Almanya yolculuğunda başımıza gelenler ve gittiğimiz yerleri yazdım. Geinsenheim, Nürnberg, Münih, Fürth, Dachau(Nazi Kampı) da neler yaptık? İnsanın genleri bu hayatta bence çok önemli. Gezmek, gezgin olmak garip bir istek ve bastıramadığınız bir duygu. İşte, benim genetik mirasım anneannemden geliyor.

ALMANYA SEYAHATİ

Çocukken bizi büyüten anneannem, bulduğu her boşlukta beni de yanına alırdı ve bir yerlere giderdik. Kalabalık bir ailede olduğumuz için aynı anda tatile gitme şansımız olmazdı. Zaten bu, büyük bir lükstü. Anneannem başka şehirde yaşayan annesini ve başka akrabalarını görmek için günübirlik şehirlerarası yolculuk yapar ve akşam tekrar evde olurdu. Aslına bakarsanız ona kalsa eve dönmeyecekti. Dedem sert bir adamdı ve seyahatlere pek sıcak bakmayan biriydi. Bu yüzden başka bir şehre gittiğimizden hiçbir zaman haberi olmazdı. Dedem evden çıktıktan sonra anneannem beni hızlıca giydirir ve koşar adımlarla evden çıkarırdı. Sanki akraba ziyareti değil de bilmediğimiz bir yolculuğa, maceraya giderdik. Otobüse binmeden önce aldığımız Manisa simidi, arabada içtiğim üçüncü sınıf meyve suyu, otobüsün camından gördüğüm dağlardaki ağaçlar benim için unutulmaz olurdu.

Ben büyüyüp İstanbul’a taşındığımda anneannem ilk ziyaretime gelen kişi olmuştu. Hiç olmadığımız kadar özgür olup İstanbul’un altına üstüne getirdiğimiz seyahatlerimizi ayrı bir yazıda sizinle paylaşmak isterim.

Gerçekler inandığınız gibi olmayabilir.

Biricik canım dedem vefat ettikten sonra aileyi uzun bir sessizlik ve sakinlik sardı. Garip ama yasaklar kalkınca aslında inandığınız hayatın bu olmadığını görmek gibiydi. Gezmek, yasakken daha tatlıydı. Şimdi anneannem eski duygusunu kaybetmişti. Almanya’da üvey kardeşi yaşıyordu. Almanya’ya gitmek ve onu görmek isterdi hep. Bilirsiniz, seyahatler insanlar için ya hayaldir ya da bir yaşam tarzıdır. Bir gün hep gideceğinizi düşünür ama hiçbir zaman cesaret edemezsiniz.

Anneannemi Almanya’ya götürmeye karar verdim. Dedemin ölümü hepimizi etkilemişti. Anneanneme de bir gün bir şey olacak olması ve en çok istediği şeyleri yapamayacak olması beni içten içe düşündürme ve üzmeye başlamıştı.

Anneannemle Almanya gezilecek yerleri keşfediyoruz.

Anneanne hadi gidiyoruz, dedim. Almanya…

Tabii anneannemin pasaportu bile yoktu. İlk iş ona bir pasaport çıkarmak oldu. Sonrasında Alman konsolosluğuna vize başvurusuna gittik. Konsolosluk memuruna derdimizi anlatmamız ve vize almamız biraz zahmetli oldu. Anneanne ve torun… Anneanne hiç İngilizce bilmiyor, torunsa kendini anlatacak kadar. Memur sanırım güler yüzümüzün hatırına Alman vizelerimizi verdi.

Artık yolculuk başlıyordu.

Almanya seyahati için önce küçük bir alışverişe çıktık.

Anneannemle yaptığım o uçak seyahatini, orada yaşadıklarımızı, başındaki minik örtüsünü çekiştirip sonra çubuklarla noodle denemeye gittiğimiz günleri unutamıyorum. Hele ki bu seyahat yazısını yazmadan yedi ay önce onu kaybettikten sonra bu satırları yazmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edebilirsiniz. Fakat her satırda onunla olan anıları hatırlamak, iyi ki ama iyi ki ne varsa yapmaya çalıştık demek, ertelemedik, diyebilmek benim için mutluluk sebebi… Hayatta ertelediğiniz her şey bir gün büyük bir pişmanlık olarak karşınıza çıkacak.

Sonrası yok, sadece şimdi var.

Aklınızda çıkmayı planladığınız seyahatler varsa ertelemeyin. Sevdiklerinizi de alın, düşün yollara. Şimdi burada oturmuş, bu satırları yazarken geçmişe bakıyorum, bana kalan sadece anılar ve aklımdaki görüntüler. Bu kadar…

Hayatımı etkileyen o dizeler…

Çocukken hayatımı etkileyen bir dize okumuştum. Annemin iş yerinde yaramazlık yaparken o satırlarla bir masanın üstünde karşılaşmıştım.

Hayat yaşandığı kadar var

Ötesi ya hafızadaki hatırlar ya da hayallerdeki ümitler

Hüsranı ise bir tek yerde kabul ediyorum

Yaşamak mümkünken yaşamamış olmakta…

İşte bu satırlar, bugün verdiğim çoğu kararda rol oynuyor.

Kendinize, geçmişinize verebileceğiniz en güzel hediyenin aileyle, arkadaş ve dostlarla çıkılan yolculuklar olduğunu lütfen unutmayın.

Almanya yolculuğumu hüzün ve mutluluk karışık da olsa anlatmaya devam edeyim.

Geinsenheim

Huzurun ve Yeşilin Şehri: Geinsenheim

Anneannemin Almanya’da yaşayan, yıllardır görmediği bir kardeşi vardı. Yıllarca onun izini sürerek ona ulaşmıştı. Fatma teyzem Türkiye’ye geldiğinde tanışmışlardı ve daha sonra tüm iletişimlerini telefon aracılığıyla devam ettirmişlerdi. Şimdi, Almanya’ya Fatma teyzeyi görmeye gidiyorduk.

Almanya’nın Geinsenheim  şehrine gittik. Rhein nehrinin kenarında sakin, şirin, yemyeşil bir şehirdi.

Bazı noktalardan bakıldığında tablo gibi bir görüntüsü vardı. O dönemde hatırladığım şey, şehrin çok sakin ve temiz olduğuydu. Sabahları uyanır köşede ekmek satan fırına giderdik. O zamanlar Almanya fırınında satılan ekmekleri daha önce hiç görmemiştim. Hep farklı renk ve kokudaydılar. Şimdilerde artık bizde bu kadar çeşitli ekmeği görmek normal bir durum ama o zaman bu, benim için çok farklıydı.

Alman ekmeği ile taze fasulyenin suyuna bakamazsın ki!

Hele ki hani ağır olan, kek gibi, Alman ekmeği vardır ya, yemiş olanlar bilir, o ekmeğe hiç anlam veremezdim. “Ne taze fasulyenin suyuna banabilirsin ne de sahanda yumurtayı yiyebilirsin” diye düşünürdüm. O dönemde şimdilerdeki gibi “glutensiz olsun, ata tohumu olsun, karabuğdaylı en iyisi olsun” gibi anlayış yoktu. İzmir’deyken fırından aldığımız beyaz ekmeği böler, sonrasında en lezzetli zeytinyağlılara daldırırdık. Siz de böyle bir yaşantıdan Almanya’ya giderseniz ekmek kültürü farklı gelecektir. Kesinlikle ağzınızın tadına göre bir şeyler de bulacağınıza eminim.

Günlerimiz genelde sakin geçiyordu. Bazı zamanlar Rhein nehrinin kenarında yürürdük. Ördeklere yemek vermeye gider, nehrin verdiği huzuru hissederdik.

Geinsenheim şehri genelde sakin olduğu için Rhein nehrinde farklı aktiviteler yapmak, turistler için eğlenceli bir aktivitedir. İsterseniz daha hareketli bir gün geçirebilmek için Rhein nehrinde kanoya ya da yelkene binebilirsiniz. Bunlardan birini yapmak şehre olan bakışınızı kesinlikle değiştirecek ve sizi çok daha iyi hissettirecektir.

Geinsenheim Şehri Kaplıcaları

Geinsenheim şehri, kaplıcaları ile meşhurdur. Yanında kaldığımız Fatma teyzenin eşi oradaki havuzlardan birine üyeydi. Bir günümüzü sıcak suları olan bir havuzda geçirdik. Aktivitelerimiz genellikle anneanneme uygun olsa da ben de çok keyif almıştım. Açık alanda girdiğimiz sıcak su deneyimi ve kaplıca harikaydı. Geinsenheim  şehrinde bir gününüzü kaplıcalardan birine giderek geçirebilirsiniz. Emin olun hem bedeninize hem de ruhunuza çok iyi gelecek.

Geinsenheim Motor Festivali

Biz gittiğimizde Geinsenheim şehrinde motor festivali vardı. Şanslıydım ki bu sakin şehirde güzel bir festivale denk gelmiştim. Bana sorarsanız seyahatinizi kesinlikle bir festivale denk getiririn. Şehrin bu hâli daha çok hoşunuza gidecektir.

Orada gördüğüm motorlar hayatımda daha önce hiç görmediğim cinstendi. Heyecan verici bir ortamın içerisinde bulmuştum kendimi. Yaşımın da genç olduğunu düşünürseniz Geinsenheim şehrindeki bu motor festivali yüzümü güldürmüştü.

Etrafta müzikler, dans eden insanlar, siyah deri yelekleri giymiş motorcular ve su gibi içilen biralar görülmeye değerdi.

Şimdi olsa ben de elime bir bira alır ve sokakta dans eden insanların içine karışır, onlarla birlikte eğlenirdim. Aslına bakarsanız covid salgınından dolayı uzun bir süre bu tarz festivallere katılamayacağımızı biliyorum ama yine de hayalini kurmak bile güzel.

Gideceğiniz dönemde kendinizi koruyabileceğinizi ve festivalde covid önlemlerinin alındığını düşünüyorsanız planınıza muhakkak böyle bir organizasyon ekleyin.

Almanya’da Farklı Yemekler Tatmak

Anneannemle çıktığımız bu yolculukta farklı lezzetler tatmaya karar verdik. Yaşadığım şehirde, o dönemlerde, farklı bir ülkenin mutfağında yemek yeme şansımız yoktu. Bu yüzden Almanya yolculuğumuzda farklı bir ülkenin, eğer görüntüsü güzelse, yemeklerinden tatmak istiyorduk.

Fatma teyzem bizi aldı, noodle yiyip güzel bir Çin çayı içebileceğimiz bir yere götürdü. Yediğim şeyin lezzetini hatırlamıyorum ama anneannemle geçirdiğim o eğlenceli vakitleri unutmam mümkün değil. Çubukla yemeye çalışmak delilik gibi görünse de elimizden geleni yapıp kahkahalara boğulmuştuk.

Yolculuk Nürnberg’e

Üniversiteyi birlikte okuduğum arkadaşım sonrasında Almanya’ya taşınmıştı. Geinsenheim şehrinde anneannemle vakit geçirirken arkadaşımdan gelen bir telefonla, Nürnberg’te onu ziyaret etmeye karar verdim. Ardından bir bilet alarak trenle yola çıktım.

FÜRTH

Üniversite arkadaşım olan Pınar’ı görmek için yola düşmüştüm. Benim için de farklı bir yolculuktu çünkü doğru yere bilet alıp almadığımdan emin olamadığım İngilizcemle tek başınaydım. Tren garından beni aldığında derin bir nefes çektim ve Fürth’e doğru yola çıktık.

ikinci Dünya Savaşı’ndaki hava saldırılarına rağmen tarihî mirasını %90 korumayı başarmış bir şehir. Savaş sonrası özellikle korunmuş olan ve boşaltılmamış uçuş pisti ve askerî yerleşim alanları onlarca yıl daha kullanımda kalmış. Mimari yapısı, konut, kafeterya ve yöresel işletme olarak kullanılmaya devam eden birçok bina tarihî eser olarak adlandırılmakta.

Fürth Başka bir zaman dilimde gibi…

Sokaklarda yürürken başka bir zamana gelmiş gibi hissediyordum. Bazı sokaklar çok sessiz ve boştu. Bazen hiç alışık olmadığım için kilisenin çan sesi ile sıçrıyor, bulutların arasından yükselen kulesiyle ürperiyordum. Sanki bir film setinde gibiydim.

Arkadaşımdan edindiğim bilgilere göre, burası 130.000 nüfusu ile Frakonya’nın bulunduğu bir bölgede (Frankonya, Almanya’nın Bavyera eyaletinin kuzeyini kapsayan bir bölgedir). Münih, Nürnberg, Ausburg, Regensburg ve İngolstadt’dan sonraki en büyük 6. şehirdir. Bu tarihî şehrin ortasından Rednıtz ve Pegnıtz nehirleri geçer ve sarımsak tarlası vardır (Aslında sadece sarımsak değil, birçok sebze yetiştirilen çok büyük bir alan.).

Büyük Şehir Parkı ve Güney Parkı doğayla iç içe olan yemyeşil bir şehir görünümü oluşturur. 1880’lerin başından beri Yahudiler tarafından yoğun göç alan Fürth’ün adı “Frokonya’daki İsrail”dir.

Fürtht’ün Art Nouveau (Art Nouveau zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı bir akım.) etkisinde olan küçüklü büyüklü şirin kafeleri sizin bu masalsı şehir içinde gezerken keyifli molalar vermenizi sağlar.

Biri colaweizen mi dedi?

Almanya’nın genelinde en çok tüketilen kahve ve biranın yanı sıra, size çeşitli alternatifler de sunulur. Örneğin kola ve koyu buğday birası olan “Weizen” karışımı “colaweizen” buraya özgü, denenmesi gereken alternatif bir bira. Aslına bakarsanız benim de en çok sevdiğim bira budur. Öyle tatlı yumuşak bir içimi vardı ki bira içtiğimi bile anlamamıştım. Bir anda kendimizi keyifli kahkahalar atarken bulmuştuk.

Alman tatlı mutfağında yer alan Käsekuchen, bilinen adıyla cheesecake, burada farklı bir lezzette ikram ediliyor. Kremalı, meyveli, çikolatalı, likörlü yaş pastalar, sıcak browniler, elmalı cevizli turtalar kesinlikle denenmesi gereken lezzetlerden. Tabii ki biz de bardağın içerisinde sunulan inanılmaz lezzetli tatlılardan birini denedik. Bira ve tatlıyı yedikten sonra  sokaklarda sürekli kıkırdayan iki kız olarak dolaşmaya başladık.

Café Kaffeebohne

Buranın  Gustav caddesinde üzerinde bulunan Café Kaffeebohne ya da Cheers in Pfefindurla kesinlikle görmeniz gereken kafelerden. Ayrıca lezzetli hamburgerler, patates kızartması, Alman sosisleri, çeşitli makarna ve pizzalar da akşam ve öğlen mutfağında servis ediliyor.

Her acıktığımızda yeni bir lezzet deniyorduk. Sosisli sandviçler benim için yepyeni bir deneyimdi. Bazıları yemek gibi servis ediliyordu ve içine konulan malzemeler bize farklı geliyordu. Hardalın birçok çeşidini Almanya’da denedim. Bazıları çok acı geldi ve bazı hardalların tadı öylesine güzeldi ki hardalı sevmemi sağladı.

Aynı zamanda sıcak, yağmursuz bahar ve yaz aylarında bahçesinde oturup gelen geçenle ya da masanızda oturan diğer kişilerle sanat, tarih, güncel konular üzerinde küçük konuşmalar yapabileceğiniz kadar enteresan kafeler vardı. Çalışanları dinamik enerjik, sempatik. Çocuklu ailelerin de kendilerini rahat hissedebilecekleri oturma düzenleri mevcut. (Bunlar genelde iletişime açık kişiler dersek daha doğru olur ama zaten bu kafeleri iletişime açık olan insanlar daha çok tercih ediyor.)

Fürth’te geçirdiğimiz günden sonra Pınar ve eşi beni Nazi kampına götürmeye karar verdi. Aslında içten içe merak ediyor ve beni neyin beklediğini bilmiyordum.

Ertesi gün Dachau, Nazi kampına gitmek için arabayla yola çıktık. Kapıya geldiğimizde tüylerim diken diken olmuştu. Bu kadar gerçek olabileceğini hiç düşünmemiştim.

Nürnberg’te Gezilecek Yerler

Bavyera’nın ikinci büyük kenti olan Nürnberg; Gotik mimarileri, Orta Çağ’dan kalmış gibi görünen kanalları ile oldukça etkileyicidir. Tarihi Kutsal Roma İmparatorluğu’na dayanan kent; sanat, mimari ve ticari faaliyetleri ile bilinen oldukça şirin bir yerdir. Bavyera’nın en büyük kenti olan Münih’e ise yalnızca iki saat uzaklıktadır.

Birçok fuar organizasyonuna ev sahipliği yapan kent, özellikle de geleneksel oyuncak fuarı ile dünya çapında yankı bulur. Bu fuar aynı zamanda dünyanın en büyük oyuncak fuarı olarak da bilinir. Öte yandan Avrupa’nın en ünlü Noel pazarları da Nürnberg’de gerçekleştirilir. Bir yandan da Almanya’nın endüstri anlamında ileri gelen kenti olarak kabul görür. Bilhassa II. Dünya Savaşı sırasında en çok zarar gören yerlerden biri olmasına rağmen pek çok yer, aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilmiştir.

Nürnberg’de gezilecek yerler genellikle şehir merkezinin çevresindedir. Avrupa’nın birçok şehrine göre burada bir gezi planlaması yapmak, çok daha ekonomiktir. Konaklama, yeme-içme, aktivite ve etkinlik anlamında pek çok alternatif üreten Nürnberg’de gezilecek önemli yerleri hızlıca sıralayalım.

Nürnberg (Nuremberg) Kalesi

Tarihi 11. yüzyıla kadar dayanan kale, Orta Çağ’dan kalan askerî bir yapıdır. Kaiserburg Kalesi olarak da bilinen kalede Romanesk ve Gotik mimari esintiler dikkat çeker. Avrupa’da ayakta kalan en eski Orta Çağ eserlerinden biri olduğu için burası yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi görür. Kale, kentin eski merkezine bakan tepede bulunduğundan Nürnberg’i buradan seyretmeniz mümkündür. Burada eyer, koşum takımları, Orta Çağ’da kullanılan zırh ve silahları da görebilirsiniz.

Schöner Brunnen’in Güzel Çeşmesi

Kent merkezinde yer alan çeşme, 1380’de yapılmıştır. Aynı zamanda günümüz itibarıyla Nürnberg’in en önemli eserleri arasında gösterilir. Şehirdeki pek çok yapı gibi bu ilginç çeşme de Gotik tarzda bir mimariye sahiptir. Toplamda 19 metre uzunluğundaki çeşmeyi özel kılan ise Hazreti Musa ve diğer peygamberlerin ya da papazların 40 kadar figürünün yansıtılmasıdır. Alman bir usta tarafından yapıldığı bilinen çeşme için pek çok efsane türemiştir. Bunlardan birine göre, çeşmenin altın yüzüğünü çevirenlerin üç dileğinin gerçekleşeceği düşünülür. Schöner Brunnen’in Güzel Çeşmesi Nürnberg’in gezilecek en ünlü mimari eserlerindedir.

Nürnberg Kilisesi (Fraunkirche)

14. yüzyılda inşa edilen kilise, tahrip edilen Yahudi sinagogunun yerine 1358 yılında yapılmıştır. 1506 yılında ise kiliseye “Männleinlaufen” isimli saat dahil edilmiştir. Öğle saatlerinde kiliseyi ziyaret ettiğinizde zil çaldıktan sonra Kutsal Roma İmparatorluğu’nun seçmenlerinin İmparator’a saygılarının belirtilmesinin canlandırıldığı figürlerin alayını izlersiniz.  Kilise Pazar Meydanı’nda yer alır ve Noel Pazarı açılış seremonisi de aynı şekilde burada yapılır. Meryem Ana Kilisesi olarak da anılan kilise, turistik açıdan oldukça dikkat çekicidir.

Ulusal Germen Müzesi (Germanisches Nationalmuseum)

Nürnberg şehri çok sayıda müzeye ev sahipliği yapar. Bunlar arasında en önemlilerinden biri, hiç şüphesiz ki Ulusal Germen Müzesi’dir. 1852’de kurulan müzede Almanya tarihine ait 1,3 milyon eseri görmek mümkündür. Ünlü Alman ressamların, heykeltıraşların eserlerini bu müzede görebilirsiniz. Yani yeni ve eski eserlerin birleşimi olarak oldukça zengindir. Ayrıca dünya barışına ithaf edilen, sokak boyu bir anıt olan İnsan Hakları Yolu’nu da görebilirsiniz.

Nürnberg Şehir Duvarları

Nürnberg şehrinin adeta bir sembolü niteliğinde olan “Şehir Duvarları” pek çok kartpostalda kendine yer bulur. Şehri ziyaret ettiğinizde, burası için son derece özel bir anlama sahip olan bu duvarları es geçmemelisiniz. Etkileyici bir görselliğe sahip olan Nürnberg Şehir Duvarları,  12 ve 16. yüzyıllar arasında, tahmin edileceği üzere bölgeyi savunmak maksadıyla inşa edilmiştir.

“City Walls” olarak da bilinen bu duvarlar, toplamda 5 kilometrelik biri uzunluğa sahip. 2. Dünya Savaşı’nda da aktif bir şekilde kullanılmasına rağmen, günümüzde hâlâ 4 kilometrelik bölümü sağlam bir şekilde durmaktadır. Herkese keyifli gezmeler diliyorum.

Benzer Yazılar