YAZD, İRAN
İran’da bulunan Yazd şehri çölün ortasında kurulmuş, rüzgâr kuleleri, kerpiç evleri ve çinili yapılarıyla yaklaşık 5.000 yıllık tarihe sahip dünyanın en eski şehirlerinden biridir. Yazd şehrine ulaşım zor olduğu için tarihsel süreç içerisinde pek savaş görmemiştir.
Yazd şehrinin mimarisi çöl bölgesine uygun olarak kerpiç ağırlıklıdır. Yine çöl sıcaklarına çözüm üretmek amacıyla “badgir” adı verilen rüzgâr kuleleri yapılmıştır. Bu kuleler bir yandan rüzgârı içerisine alır, toprağın altına sürükler, orada soğumasını sağlarlar. Daha sonra kulelerinden bu soğuk havayı üfleyerek doğal klima görevi görürler. Yine şehirde bir soğutma sistemi olarak kurulan yeraltı sarnıçlarını da görmeniz mümkündür. Bu sarnıçlar yağmur sularını veya dağdan gelen suları kanallar yoluyla evlerin en alt odalarına dağıtırlar Böylece doğal soğutucu görevi görürler.
Bir zamanlar Zerdüştlüğün hüküm sürdüğü bu şehir Zerdüşt tapınakları, camileri, su, müzesi, sessizlik kulesiyle ünlüdür. Amir Chakmaq Compleksi, Ateş tapınağı, Alexander hapishanesi, Atash Behram’ı Dowlat Abad bahçesi, Lariha House Müzesi, çölleri, dar sokakları ve daha birçok tarihi yeriyle de meşhur olmuştur. Ayrıca ünlü seyahat yazarı Marco Polo bu şehrin görkemli bir şehir olduğunu ve ayrıca ticaret merkezi olduğunu belirtmiştir.
İKİ KADIN İRANDA ÇÖLÜNÜN ORTASINDA TRENDE NE İŞİMİZ VAR?
Bu soruyu Tahran tren istasyonunda treni bulmaya çalışırken ben de sormadım değil. Her seferinde bu son, bir daha başımı derde sokacak seyahatlere gitmeyeceğim diyor ve hemen ardından kendimi bambaşka bir yolculukta buluyorum.
Biliyorsunuz ki Aliyle gittiğimiz Nepal-Everest yolculuğundan sonra İran’da yollarımız ayrılmıştı. Ben Ülkeme o ülkesine geri dönmüştü. Bu arada haberi olmayanlar için söyleyeyim Ali benim İran’da yaşayan kuzenim ve daha öncesinde birlikte gittiğimiz hiç bir yolculuk yokken hatta Ali seyahat eden biri bile değilken kalkıp Nepal’e gittik o da yetmedi Everest’e çıkmaya karar verdiğimiz çılgınca seyahatler yaptık. Buraya Nepal- Everest ve Malezya yolculuğumuzun linkini koyuyorum. Diğer sıra dışı yolculuklarımı okuyabilirsiniz.
Sonuçta üst düzey bir gezgin olmadığımız hâlde seçimlerimiz dudak uçuklatan cinstendi. İşte o çılgınca 5500 metreye çıktığımız Nepal-Everest yolculuğundan sonra hayatımızda çok şey değişmişti. Üstüne bir de plansızca cebimizde yeterli miktarda para olmadan gittiğimiz Malezya yolculuğu eklenince, biz artık bambaşka insanlar olarak Ülkemize geri dönmüştük.
Kendimi yine maceralı seyahatlerde buldum.
Çok net hatırlıyorum Nepal’de şunu söylemiştik ‘bir daha başımızı derde sokacak seyahatler ya da seçimler yapmayacağız ama kesinlikle yapmayacağız’. Sonrasında Malezya’ya geçmiş orada da buluşacağımız insanla görüşememiş gözümüzü bir travestinin işletti Guesthouse’da açmıştık. Malezya dönüşü İran’a geri gelmiş ve yıllarca konuşacağımız bu yolculuklar için birbirimize teşekkür etmiştik. Sonrasında ben kendi ülkeme dönmüştüm o da kendi ülkesinde kalmıştı.
Aradan bir yıl geçmiş ve biz hiç görüşmemiştik. İşte tekrar İran’a geliyordum. Bütün ailemi görmek için sabırsızlanıyordum. Peki, Ali neredeydi? Ali İran’ın Yezd şehrinde okuyordu ve o Tahranda değildi. Tahranda geçirdiğim günlerin ardından bir karar verdim. İşte o karar verme anı insanın başına derde sokan, aniden seyahat tutkunuzu ateşleyen bir karar vermeydi. Muhtemelen siz de böyle birçok ana denk geliyorsunuz, ya hayallerinize izin verecek ya da komik birer his olduğunu düşünüp omuzunuzdan arkaya iteceksiniz. Bir düşünce gelip bütün bedenimi bir heyecan kapladığında işte ben bunu yapmalıyım diyorum.
Yazd İran’ın 4. büyük eyaleti
İran’ın orta kısmında yer alan ve İran’ın en Büyük 4. eyaleti olan Yezd şehrinin dünyaca ünlü olduğu ve herkes tarafından merak edildiğini biliyordum ve daha önce hiç görmemiştim. Ali bana hadi Yezd’e gel, sana burayı gezdireyim dediğinde aklıma gelen ilk soru ‘İyi de nasıl gidecektim?’ oldu. ‘Trenle gelebilirsin’ diyordu? Kalbim hızlı hızlı çarpmaya başlamıştı. Bir kadın olarak tek başına çölün ortasından geçip trenle nasıl Yezd’e gidecektim. Tabi Farsçamın da olmadığını hesaba katarsanız hissettiğim adrenali tahmin edebilirsiniz.
Türkiye’den çok sevdiğim bir arkadaşım İran’a gelecekti. Aslında onunla birlikte bu tren yolculuğunu yapabiliriz diye düşündüm.
İki gün sonra arkadaşım İran’a geldi. Onunda İran’a ilk seyahatiydi. Ona fikrimi anlattığımda göz bebekleri büyüdü. Yine kendimizi nasıl ikna ettiğimizi hatırlayamadım bir yolculuğa onay vermiştik. Normalde beni sokağa bile salmayan ailem Yezd’e trenle nasıl gitmemize izin vermişlerdi bilmiyorum ama fikri bile kalbimin hızlı hızlı atmasına sebep oluyordu.
Küçük bir çanta hazırladık ve tren istasyonuna doğru yola çıktık. Bize defalarca nereye gitmemizi, kimlerle görüşüp, kimlerden uzak durmamız gerektiğimizi anlattılar. Ali Yezd istasyonunda bizi karşılayacaktı. Bazı istasyonlardan telefonla onu arayacak ve nerede olduğumuzu söyleyecektik. Peki, Ali ya istasyona gelemese? Ya biz doğru yerde inemesek? Ya bir aksilik olursa? Aklımızın bir köşesinde bu sorular geçiyor ama diğer tarafta adrenalin verdiği etkiyle yolculuğu yapmak için sabırsızlanıyorduk. Zaten bu seyahati bu kadar heyecanlı kılanda, Bu sorulara verecek cevabınızın olmamasıydı.
İRAN’DA BİR KADIN OLARAK TEK BAŞINIZA TREN YOLCULUĞU YAPABİLİR MİSİNİZ?
Tahran tren istasyonun önünde bizi bıraktılar. Kuzenlerime el salladım ve onlar oradan ayrıldı. İstasyona bilet almaya gittik. İşte orada hiç fark etmediğimiz bir şeyi fark ettik. Yazıları okuyamıyorduk. Bilet nerede satılıyor, trenler nerede, tuvalet nerede? Aslında tüm bunlar levhalarda yazıyordu ama hepsi farca karakterdeydi. Sadece sormamız gerekiyor. Öğrendiğim bir kaç kelime farsça ve kâğıda yazdırdığımız bir kaç kelime ile bileti aldık. Ama biletin üzerinde ki koltuk numarasından, trenimizin hangi istasyondan kalkacağına kadar yine hepsi farsça yazıyordu. İşte o an çaresiz hissettim…
Oradan oraya hızlı adımlarla yürüyor birilerine soru sormaya çalışıyorduk. Eğer şanslıysak İngilizce bilen birine denk geliyor ve yolumuzu buluyorduk. En az 7 kişiye sorduktan sonra doğru istasyonda ve trende olduğumuzu anlamıştık ama aklımızda tek soru vardı doğru yere bilet almış mıydık? Biz adam Yazd dedik ama bu kelimeye yakın başka bir şehir varsa ve o bize o şehrin biletini kestiyse ne olacaktı? Bu soruların hiç biri Aliyle karşılaşasıya kadar bilemeyecektik.
Trene bindik yine en az 5 kişiye sorarak oturacağımız yeri bulduk. Allahtan Tahranda İngilizce bilen ve sizin gibi olan çok insan var. Kendinizi her an Avrupa’nın bir şehrinde hissedebilirsiniz. trene bindiğimizde bir nebze de olsa rahatladık. Bizim gibi seyahat eden birçok kadın vardı. Gerçi çoğu simsiyah kara çarşaflara bürünmüş ve pek iletişim kurmayan kadınlardı. Bunların yanında Tahranın yeni yüzü olan genç ve modern tahran kadınları da vardı. İşte bu insanın içerisine bu topraklarla ilgili büyük bir umut dolduruyor.
YAZD ŞEHRİNE TRENLE GİDERKEN ÇÖLÜN ORTASINDA TELEFON ÇEKİYOR OLABİLİR Mİ?
Tren yolcuğu başlamıştı, Tahrandan hareket ettiğimizi ve yola başladığımızı Aliye söyledik. Tahran’ın 689 kilometre doğusuna gidiyorduk. Yolculuğumuz ortalama 8-9 saat sürecekti. Buraya kadar hiç bir sorun yaşamadık ama istasyonlar ilerlemeye başladığında ve Tahrandan uzaklaşmaya başladığımızda bizi başka bir macera bekliyordu. ,Yezd şehrine giderken büyük bir çölden geçersiniz. Sanki kendinizi bir gemi yolculuğunda hissettiğiniz uçsuz bucaksız bir karanlık karşılar. İşte buralarda telefonunuzun çekmesini beklemeyin. Ne zaman artık Aliye ulaşmadığımızı fark ettiğimizde küçük bir kaygı yaşamaya başladık. Bir kaç istasyonda Aliye msj atıyor olduğumuz yeri bildiriyorduk ama çöle yaklaştıkça artık iletişimiz kesildi. Gece karanlığında yol alıyorduk. Çoğu kişi trenden inmişti. Ama hala içerisi dolu sayılırdı.
Artık konuşmalardan Yezd’e yaklaştığımızı anlıyorduk. İstasyona yaklaşmıştı. Sanki anladığımıza göre bir sonra ki istasyonda inmemiz gerkiyordu. Bundan emin olmalıydık çünkü durakta inersek tekrar trene binemeyebilir ve iletişim kuramayabilirdik. Bizim acımızdan hiç iyi olmazdı. Kapıya doğru yaklaşmaya karar verdik. Tren kapıları açar açmaz inecek ve Ali’yi bulacaktık. Eğer yanlış bir yerde indiğimizi hissedersek tekrar trene binecektik. İstasyona geldik, anonslardan Yezd dediklerine neredeyse emindim. Aşağıya indik, Ali’ye sesleniyordum. Bir anda ismimi duydum. İşte oradaydı, bu nasıl tarifsiz bir mutluluktu. Tanrım işte orada tanıdık biri, koşarak Ali’ye sarıldım. İşte o anda çok rahatlamıştık. Tren hareket etmiş, yanımızdan yavaşça uzaklaşıyordu.
Şimdi Yezd şehri için kendimizi bir başkasına teslim edebilirdik.
YAZD ŞEHRİNE TRENLE SEYAHATİM
Şimdi dönüp baktığımda yine olsa yine yaparım dediğim ender yolculuklardan biriydi. Aslında korktuğumuz kadar değildi. Yezd tren yolculuğumuzdan sonra indiğimiz şehir bizi bambaşka diyarlara götürmüştü. Size nasıl anlatsam Yezd şehrini diye düşünüyorum. Sanki arkeolojik bir sonucu çıkarılmış bir şehir gibi. Sanki toprağın arasından çıkmış ve hala kazılması gerekiyor gibi duruyor. Yezd bir çocuğun kumdan çamurdan yaptığı küçük bir şehrin güneşte kuruduktan sonra ki hali gibi. Etrafta labirentler varmış gibi hissediyorsunuz. Sokaklar daracık ve hepsi birbirine benziyor. Aslında çok eski bir tarihe yolculuk yapmış gibi hissettiriyor.
Yezd şehrinde birçok öğrenci yaşıyor bu yüzden turistik olduğu kadar da öğrenci şehri. Zaten bu iki unsur bir araya geldiğinde orada bambaşka bir his oluşuyor. Öğrencilerin ve turistlerin Yezd şehrine kattıkları yadsınamaz. Burada birçok şeyin Latin harfleriyle de yazıldığını göreceksiniz. Birçok dükkân alışverişleriniz için size yardımcı olacak. El dokumaları, İran el sanat işleri, ipek dokuma, İran’a özgü “pashmak” şekeri gibi birçok şeyi buradan bulabilirsiniz.
Çok şirin ve tatlı guosthouselar da bulacaksınız. Yemek konusunda da hiç sıkıntınız olmayacağına emin olabilirsiniz. Çok olmasa da yine de birçok alternatif sizi bekliyor olacak.
Yezd şehri elle yapılmış gibi hissettiren bir şehir. Sokakları öylesine keyifli ve bazen korkutucu ki bu iki duygunun aynı anda nasıl hissettiğinize şaşırıyorsunuz. Bazen iki üç kişinin aynı anda geçemeyeceği kadar dar sokaklardan bahsediyorum. Bazen de sürekli aynı yerde dönüyormuş gibi hissettiğiniz sokaklar. O kadar çok birbirilerine benziyorlar ki neredeyse birbirilerinden ayırt etmek zor. Yezd şehrinde yaşaya bilir miydim hiç sanmıyor. Çünkü Yezd şehri bir çöl şehri gibi. Ben ağaçları seviyorum. Sokakların arasında dolaşırken en çok gözüm ağaçları arıyor. Hani diyorsunuz şurada bir ağaç olsa bu sokağa nasıl güzel yakışır.
Birçok tarihi kalıntıya rastlamanız mümkün. UNESCO Dünya Mirası Listesine 2017 yılında alınan bölümleri vardır.
Şehirde çoğu yeri arabayla gezdik
Zerdüşt dinin merkezi olan Yazd şehrini en fazla bir iki gün içeresinde dolaşabilirsiniz. 5000 yıllık bir geçmişe sahip olan bu şehre biz sıcak bir zamanda gittiğimiz için çoğu yeri arabayla dolaştık. Arabayla gidemeyeceğimiz yerlere de yürüyerek gittik. Aslında görmek istediğim yerlerden biri de Sessizlik kuleleriydi. Fakat daha yakın zaman içerisinde Nepal’deki ölü yakma törenlerinden etkilenmiştik ve burayı gezmeye hazır değildik. Bu yüzden bir daha yolum Yezd şehrine düşerse muhakkak uğrayacağım yerden biri DAKHME denilen sessizlik kuleleridir. Dakhme, sessizlik kuleleri; vahşi hayvanların ölüleri rahatlıkla yiyebilmesi için bırakıldığı kulelerdir. Bu Zerdüşt dinine özel bir inanış olduğu için şehirlerin dışına kuleler inşa etmişlerdir. Tabi şuan istesiniz de böyle bir seremoniyi görmeniz mümkün değil çünkü bu yasalanmış ve şuan Zerdüştler de ölen insanları toprağa gömüyorlar. Ama yine de çok farklı bir enerjisi olan bu yere taksiyle gidebilirsiniz. Şehrin ortalama iki kilometre dışında bulunmaktadır.
Yezd şehrine gittiğinizde muhakkak ki Yazd şekerlerinden tatmayı unutmayın. Hatta bir kutu hediyelik alabilirsiniz. Şimdi şeker hastaları için şekersiz olanları da var. Böyle beyaz içi fıstıklı bir şeker. Isırması biraz zor, seveni de çok sevmeyeni de bu yüzden gitmişken muhakkak tadına bakın. Bununla birlikte Yezd’den başka neler alabilirsiniz;
Yezd şehrinde gezilecek en popüler yerler;
- Jameh Mosque of Yazd
- Dowlat Abad Garden
- Amir Chakhmaq Complex
- Zoroastrian Fire Temple of Yazd
- Yazd Water Museum
- Dakhmeh zartoshtian
- Alexander’s Prison
- Yazd Atash Behram
- Lariha House Museum
Yazd Şehrinde Gezilecek Yerler
Jameh Mosque of Yezd
Jameh Mosque of Yezd“Cuma mescidi veya camisi” olarak bilinen ve 14. Yüzyıldan kalma olan bu cami Yazd şehrinin en büyük camisidir. Caminin minaresi 52 metre olup içindeki çini süslemeleriyle dikkat çekmektedir. Caminin aydınlatması ise duvarların beyaz renginden ışığın yansımasıyla elde edilmektedir. Uzun kemerli avlusu, büyüklüğü ve muhteşem çinili süslemeleriyle Jameh Mosque Of Yazd şehri ziyaret edenler için görülmesi gereken yerlerin başlarında yer almaktadır.
Cuma camisinin hemen yanında eskiden Yazd şehrinde yaşayan kişilerin eşyalarının sergilendiği Varizi müzesini görebilir, caminin yakınlarındaki saat kulesini de ziyaret edebilirsiniz.
Yazd Amir Chakmaq Compleksi
Amir Chakmaq Compleksi Timur döneminde inşa edilen Amir Chakmaq Meydanı şehrin en önemli meydanıdır. Bu kompleks birçok önemli yapıyı etrafında barındırmaktadır. Bu önemli yapılar arasında bir cami, Hacı Bhanbar çarşısı, Amir Chakmaq tekyeh, türbe, su deposu, tarihi nakhl, gölet, çeşme, hamamlar, heykeller ve birçok tarihi unsur bulunmaktadır. Birçok odadan oluşan ve dinî ritüelleri izlemek için kurulan Tekyeh de buradadır. Ayrıca servi ağacına benzeyen ve 450 yaşında olan tarihi nakhl, Amir Chakmaq’ın eşinin türbesi olan Seti Fatemeh Khatoon Mozolesi, su depoları ile hamamları, çeşmeleri, heykel ve daha birçok tarihi unsuru Amir Chakmaq Meydanı’nda bulabilirsiniz.
Yazd şehrinde Dowlat Abad Garden’ı ziyaret edin.
2011 yılında UNESCO tarafından dünya kültür mirasına alınan Dowlat Abad tarihi bir bahçedir. Bu bahçe 1747’de Mohammed Togji Khan Bafgi tarafından oluşturulmuştur. Bahçenin en dikkat çeken yeri kuşkusuz 33 metre civarı yüksekliği olan rüzgâr tutucusudur. Pers mimarisinin bir örneği olan bu bahçede tipik İran evlerinde olduğu gibi suyu aktarmak için bir kanat, farklı ağaçlar ve çiçekler, çeşme ve göletler bulunmaktadır. Dowlar Abad Bahçesi geçmiş dönemlerde iç ve dış bahçe olarak ikiye ayrılmıştır. İç bahçede önemli misafirler ağırlanırken, dış bahçede ise spor etkinlikleri ve hükümet toplantıları yapılmıştır. Yazd şehrini ziyarete geldiğinizde iç ferahlatan bu bahçeyi ziyaret listenize eklemenizi tavsiye ederim.
Yazd şehrinde bir zamanlar hüküm süren Zerdüş dinine ait tapınak…
Zoroastrian Fire Temple of Yazd
Zerdüşt dinine ait bir ateş tapınağı olan bu tapınak aynı zamanda “Yazd Atash Behram” olarak da bilinmektedir. Bunun nedeni ise Zerdüştler tarafından kutsal kabul edilen ve “muzaffer ateş” anlamına gelen “atash behram”ı içinde barındırmasıdır. Atash Behram Zerdüştler için kutsal kabul edilen dokuz ateşten biridir. Uzun yıllardır yanan bu ateş kehribar renkli bir cam sayesinde korunmaktadır. Zerdüştler için tapınak inşa edilirken önemli olan şey Zerdüştlükte kutsal kabul edilen dört elementi yani ateş, su, toprak ve rüzgârı bir araya getirmektir. Bu nedenle inşa ettikleri tapınakların yanında genellikle bir su kaynağı olmasına dikkat edelerdi. Zoroastrian ateş tapınağı da inşa edilirken yanında su kaynağı işlevini görmesi bakımından bir havuz yapılmıştır. Böylece dört element bir araya getirilmiştir.
Tapınağın etrafında ağaçların olduğu bir bahçe bulunmaktadır. Ayrıca tapınağın hemen yanında Zerdüştlükle ilgili bir müze de bulunmaktadır. Her yıl birçok turist alan ateş tapınağı Yazd şehrinde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır.
Şehre ayrı bir hava katan su müzesi…
Su müzesi anlamına gelen “Water Museum” Yazd şehrinin su sistemi hakkında bilgi veren önemli bir müzedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi Yazd şehri çöl bölgesinde yer aldığından eskiden suyun evlere dağılımını sağlamak için insanlar suyu kanallar sayesinde yer altından geçirmişler. Böylece suyun her eve ulaşmasını sağlamışlardır. Evlere gelen bu su her evin en alttaki odasına dolmuştur. İnsanlar su ihtiyaçlarını bu odalardan karşılamışlardır. Bu su aynı zamanda evleri serin tutma işlevini de görmüştür. Water Museum’da şehrin su sistemi ile bilgiler bulunmaktadır. Aynı zamanda bu şekilde kurulan evlerden bir örneği de ziyaretçilerine sunmaktadır.
Dakhmeh Zortoshtian:
Dilimizdeki karşılığı “sessizlik kulesi” olan Dakhmeh Zerdüştler tarafından ölülerin konulması için şehrin uzağına yapılan yerlerdir. Zerdüşt inancına göre toprak kutsal kabul edildiği için insanlar ölülerini gömmek üzere sessizlik kulesine bırakırlardı. Daha sonra burada ölünün bedenini akbabaların yemesine izin verirlerdi. Ölülerin geriye kalan kemiklerini koymak için kulenin ortasında bir çukur bulunmaktadır. Zerdüştler ölülerini genellikle 3 kanattan oluşan bir bölüme en dışa erkekler, ikinci sıraya kadınlar ve en içe çocuklar gelecek şekilde yerleştirirlerdi. Günümüzde ise bu kuleler uzun yıllardır bu işlevi yapmamaktadırlar.
Alexander’s Prison adındaki hapishaneyi görün.
Yazd şehrinde bulunan bu hapishane, Alexander yani bizim bildiğimiz adıyla Büyük İskender’in kendisine karşı gelen yöneticiler için yaptırdığı söylenen hapishanedir. Hapishane içerisinde zindana inen birçok merdiven bulunmaktadır. Ayrıca hapishane büyük kubbesiyle dikkat çekmekte olup Yazd şehrinde görülmeye değer yerler arasında bulunmaktadır.
Yazd şehrinde görmeniz gereken yerlerden biri de Lariha House (Lari’s House)’tur. En güzel evlerden biri olan bu ev 1286 yılında Mohammed Ebrahim Lari tarafından inşa edilmiştir. Oldukça geniş 3 avluya sahip olan yazlık bir evdir. Evin büyük bir havuzu, etrafını çeviren ağaç ve bitkileri bulunmaktadır. Evin pencere ve kapıları aynalarla süslenmiştir. Ayrıca ev şehirdeki birçok yerde göreceğimiz uzun rüzgâr tutuculara sahiptir. Oldukça huzurlu görünen bu ev Yazd şehrinde görülmeye değer yerler arasındadır.
Chak Chak Tapınağı
Yazd şehrinde bu tapınak Zerdüştlerin hacı olmak üzere geldikleri tapınaktır. Tapınağın zirvesinde 300 basamak çıkılarak ulaşılan üç ateş yer almaktadır. Ayrıca tapınağın zirvesinden damlayan bir su bulunmaktadır. Zaten tapınak da ismini bu suyun çıkardığı sesten almaktadır. Chak Chak Tapınağına ulaşım zor olmaktadır. Yine de eğer vaktiniz ve imkânınız varsa Yazd’de ziyaret edebileceğiniz yerler arasındadır.
Yaz şehrinin meşhur kafesine Art House’a gidin.
Art House geleneksel Yazd evi mimarisi tadında 2 katlı ve muhteşem teras manzaralı bir kafedir. Bu şehirde hem dinlenmek hem de resim çekmek isteyenlerin uğrak yeridir. Özellikle teras katına çıkıp şehre bakmanızı ve resim çekmenizi tavsiye ederim. Tabii isteyenler burada Yazd şehrine özgü kurabiyelerden de tadabilirler.
Yazd Şehrinden Neler Alınır?
Yazd şehri deyince akıllara gelen ilk şeylerden biri elbette ipek dokumacılığı olacaktır. Öyle ki Marco Polo dâhil birçok kişi şehirdeki ipek dokumacılığına dikkat çekmiştir. O nedenle burada ipek dokumacılığından yapılan birçok ürün bulabilirsiniz. Ayrıca el örgüsü kumaşlar da yine şehirde satın alabileceğiniz ürünler arasında bulunmaktadır. Bunun dışında Yazd şehri İran pamuk şekeri ve tatlılarıyla da ünlüdür.
Yazd şehrinden Tahran’a dönerken arabayla geldik. Aliyle Himalayalar’a çıkarken gökyüzünde ne kadar çok yıldız olduğunu söylemiştim. Dağlardan yıldızlar çok güzel görünüyordu. Ali bana sen bir de bu yıldızlara çölden bak demiştim. İşte Yezd’den dönerken bir anda uçsuz bucaksız karanlık bir yolda Ali arabayı durdurdu. Bir an ürktüm, öyle bir yerdeydi ki tek ışık bizim arabanın yaydığı farkların ışığıydı. “sana çölden yıldızları göstermek istiyorum dedi” arabadan indik ve arabanın ışığını da kapattı. Tanrım bu inanılmaz bir görüntüydü. İran’da bir çölün ortasında yıldızları seyrettiğime inanamıyordum. Etrafta ne bir araba ne de bir hareket vardı. Ses bile yoktu. Uçsuz bir yokluğun ortasında yıldızlar yeryüzüne inmişti. İşte bir insanın ölmeden önce yapacaklar listesinde olması gereken bir deneyimdi.
Sonrasında yola devam ettik.