Fırat ve Dicle arasındaki Mezopotamya’nın belki de en güzel şehirlerindendir Mardin… Mardin’de tarihe uçsuz bir yolculuk yapar gibi hissedersiniz. Farklı dini grupları o güzel kalbinde barındırması da Mardin’e ayrı bir özgürlük havası katıyor. Bu özgürlük Mardin’in mimarisinde de görülüyor zira camiler, kiliseler ve havraların mimarileri birbirinden bazen farklılık gösteriyor. Mardin gezilecek yerler ise saymakla bitmiyor.
Mardin bir zamanlar İpek yolunun da üzerinde bulunmaktadır. Şehrin tarihi Paleotik Çağ’a kadar dayanmaktadır. Sadece Paleotik değil aynı zamanda Tunç ve Demir Çağı’na ait eserleri de orada bulabilirsiniz.
Mardin Bölgesi’nde bir zamanlar dönemin güçlü imparatorlukları olan Asur, Hitit, Urartu ve Medler yaşamışlardır. Bundan sonra ise Bizans’ın eline geçmiştir şehir. Türkler 1071’de Malazgirt Savaşı’nı kazandıkları zaman ise artık burası Türkmenlerin egemenliğine girmiş ve o günden beri de bu şekilde kalmıştır.
“Gündüz seyranlık, gece gerdanlık” ifadesiyle adını oldukça duyuran Mardin bugün ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Diyarbakır, Şanlıurfa gibi önemli şehirlerimizle komşu olarak bulunmaktadır. Zaten biz de Mardin’e İstanbul’dan uçakla gidip seyahatimizi oradan başlatıp sonra Urfa Göbeklitepe’ye ve Gaziantep’e geçtik.
Mardin’e Nasıl gidilir?
Mardin’e dilerseniz havayoluyla, dilerseniz otobüsle veya kendi özel aracınızla gidebilirsiniz. İstanbul gibi bir yerden gidiyorsanız hızlı trenle Konya’ya oradan otobüsle Mardin’e geçebilirsiniz. Böylece hem Konya’yı gezmiş olur belki bir iki gün kalır, dünya çapında ünlü olan ve “ne olursan ol yine gel” diyerek tüm insanları kucaklayan Mevlana Celaleddin Rumi’nin yaşadığı yerleri ve kabrini görürsünüz veya kalmasanız bile geçerken buraya uğramış olur sonra da Mardin’e geçersiniz. Bu da bir seçenek olarak sizde bulunsun. Bu ekonomik olarak ve zaman açısından biraz daha otobüse göre pratik olacaktır. Tabii ki uçak uzak yolcuklar için en pratik seçenektir. Mardin’e yakın çevreden gelecekler özel araçları varsa bu da onlar için en pratik yol olacaktır.
Mardin’e Ne Zaman Gidilir?
Mardin’e ne zaman gidelim diye mi soruyorsunuz? Öyleyse size bir iki cevabım olacak. Mardin’e gidecekseniz öncelikle yaz aylarının bu şehirde çok sıcak geçtiğini bilmenizi isterim. Peki ya kışın? Kışın da karasal iklimin etkisiyle soğuk olacaktır. Bu nedenle en uygun iklim şartları Mart-Nisan-Mayıs, Eylül, Ekim ve Kasım’dır. Tabii ki eğer Mardin’i daha sakin bir zamanda gezmek, beyaz kar örtüsü altında orayı görmek, soğuk zaten benim için hiç sorun değildir ben çıkar soğukta miss gibi sıcak Süryani şarabımı yudumlarım derseniz o zaman da kış ayı size göredir. Yalnız kış aylarında havanın erken kararmasından dolayı bazı turistik yerler de erkenden kapanabilir. O nedenle gitmeden bu gibi turistik yerlerin saatlerine bakmanızı tavsiye ederim.
Mardin’de Nerede Kalınır?
Öncelikle bilmelisiniz ki Mardin eski ve yeni Mardin olmak üzere iki bölümden ayrılmaktadır. Eğer yeni Mardin’de kalmak isterseniz modern, beş yıldızlı oldukça konforlu oteller bulabileceğiniz gibi, bütçenize uygun yollu pansiyon ve oteller de bulabilirsiniz. Gitmeden önce otelinizi ayırtmayı unutmayın. Benim fikrim Mardin’de daha çok yörenin tarihi dokusuna sahip bir yerde konaklamaktan yana. Bununla ilgili en meşhur yer bir zamanlar gerçek bir kervansaray olan şimdilerde ise otele çevrilmiş Artuklu Kervansaray’dır. Bununla birlikte Mardius Tarihi Konak, Maristan Tarihi konak gibi birçok otel de seçenekleriniz arasında. Eğer ki tarihi yerler, taş binalar beni basabilir daha modern veya daha havadar bir yerde kalmak isterseniz dediğim gibi Mardin’de her çeşit konaklama seçeneği sizi bekliyor olacak.
Mardin’de nerede konaklarsanız konaklayın bence o sımsıcak samimi insan ilişkilerini görecek ve Mardin’in misafirperverliği ile tanışacaksınız.
Mardin’de Ulaşım Nasıldır?
Öncelikle havaalanında Mardin merkeze gelecekseniz Mardin’in havaalanı Kızıltepe’de şehir merkezine 20 km uzaklıktadır. Gerek havaalanından şehir merkezine gerekse şehir merkezinin içerisinde minübüs ve otobüs imkânları bulunmaktadır. Eski Mardin’i gezmek ise oldukça kolay. Her yer yürüme mesafesinde olduğu için rahatça yürüyerek buraları gezebilirsiniz. Zaten şehir içerisinde araba kullanmak istemeyeceksiniz çünkü Mardin’in sokakları dardır. Ayrıca yürüyerek o dar sokaklarda kaybolup Mardin’in tadını esas o zaman çıkarabilirsiniz. Şehrin uzak yerlerine aracınızla veya araç kiralayarak ulaşabilirsiniz.
Mardin’de Gezilecek Yerler
Mardin Kalesi
Mardin deyince buram buram tarih kokan yerlerin başında şehirdeki kale geçmektedir. Burası yaklaşık 1600 yıllık bir tarihe sahiptir. Öyle bir manzarası var ki görebilenleri adeta büyülüyor. Görebilenleri diyorum çünkü Mardin Kalesi henüz turizme açılmadığı için burası özel bir izinle gezilebiliyor. Kale şuanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanımında. Bir zamanlar ise savunma olarak kullanılmış. Şehri tam tepeden gören bu kaleyi imkânınız varsa mutlaka ziyaret edin.
Mardin Ulu Camii
1199 yılında yapılan bu cami benim de hemen dikkatimi çekti. Diğer adı “Kartal Yuvası” olan camide Eskiden bu bölgede yaşayan Şiilerin Camisi ayrı Sünnilerinki ayrı olurmuş. Mardin Ulu Camii’yi ilginç kılan buranın içerisinde hem Şafii hem de Hanefi mezhebine uygun ibadet bölümlerinin bulunmasıdır. Bu da mezhepler farklı bile olsa aynı yerde bir arada olup herkesin kendi ibadet şeklini yapabilmesi ayrı bir hoşgörüyü anlatmaktadır.
Mardin Ulu Camii Mardin çarşısında bulunmaktadır. İkisini rahatlıkla bir arada gezebilirsiniz. Yine söylüyorum bu caminin minaresine çıkabilirseniz sizi büyük bir Mardin manzarası bekliyor olacak.
Latifiye Camii
Selçuklu Dönemi’ne ait bir eser görmek isterseniz o dönemin ahşap işçiliğini en iyi yansıtan yerlerden biridir Latifiye Camii. Öyle güzel işlemeli bir de kapısı var ki gerçekten görülmeye değer.
Zinciriye Medresesi
Mezopotamya’nın ortasında sanki uçsuz bucaksız bir manzaraya sahip olan Zinciriye Medresesi Artuklu Sultanı tarafından yaptırılmıştır. Medreseye ulaşmak için taş merdivenden çıkmak gerekmektedir. Gerekiyor dediğime bakmayın bu manzara için her yere çıkılır zaten ama çok da değil merdivenler. İki katlı olan bu medrese işlemeleri ve kapısıyla dikkat çekmektedir.
Cumhuriyet Meydanı
Sanırım meydan deyince ben hemen oradayım. Öyle cıvıl cıvıl, aradığım her şeye yürüme mesafesinde şehrin en güzel yerlerinden biridir benim için. İşte Cumhuriyet Meydanı da Mardin’de birçok yeri elinizin altında bulacağınız bir yer…
Mardin Kuyumcular Çarşısı
Sapsarı, bakır, gümüş, özel yapım bir sürü ürün bulabileceğiniz kuyumcular çarşısı birçok yerli olduğu gibi turistin de uğrak noktası. Ayrıca nişanlanacak, yeni evlenecek çiftleri burada heyecan içinde alışveriş yaparken görmek de insanı mutlu ediyor.
Kasimiye Medresesi
Bir zamanlar Artukluların döneminde yapılan bu camii o dönemin mimarisini en güzel şekilde yansıtmıştır. Kubbenin mükemmel taş işçiliğinden tutun da o muhteşem ışıklandırmasına kadar hayran kaldığım bir yer. Medrese aslında Artuklular döneminde yapılmaya başlamış ancak Moğol istilası sonucu yarım kaldığı için Akkayunlular tarafından tamamlanmıştır. İçerisinde camii, avlu, çeşme, kubbe vardır. Medresenin içerisinde zengin bir koleksiyona sahip Cezire El Sanatları merkezi de vardır.
Hatuniye Medresesi
Yine Artuklu Dönemi’nden kalan taş işlemeciliğini göreceğiniz bu medresenin asıl ziyaret nedeni Hz. Muhammed’e ait olduğu düşünülen ayak izinin burada bulunması…
Kırklar Kilisesi
Bir Süryani Kilisesi olan Kırklar Kilisesinin diğer adı Mor Behram’dır. Burası Mardin’in Süryani Kilisesi’dir. 12. Yüzyılda camiye çevrilmiş, ismi de camiye çevrilince değişmiştir. Burasının mihraplarını görmelisiniz öyle güzel işlenmiş ki taş işçiliğinin muazzam örneklerini burada bulabilirsiniz. Geniş avlunun içinde ilmek ilmek işlenmiş çan kulesini de mutlaka görün.
Kırklar kilisesinin adı aslında bir hikâyeden geliyor: 1170 yılında kırk kişi şehit olmuş ve bu kişilerin kemikleri bu kiliseye getirilmiştir. O günden sonra ismi de bu şekilde değiştirilmiştir.
Mardin Müzesi
Mardin bölgesinin kültürel tarihi yapısını incelemek isterseniz mutlak Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan bu müzeyi ziyaret edin. Roma, Bizans döneminden tutun da Per, Urartu ve Osmanlı’ya kadar bölgede yaşayan tüm güçler ile ilgili tarihi eser koleksiyonlarını görebilirsiniz. Bu müze bazı günler kapalı olduğu için gitmeden gün ve saatlerine bakmanızı tavsiye ederim.
Sabancı Mardin Kent Müzesi
Yine Osmanlılar Dönemi’nde yapılan ve bir zamanlar sırasıyla kışla, karakol, vergi dairesi gibi görevleri olan bu bina daha sonraki dönemde Sabancı ailesi tarafından restorasyona başlamış ve halkın da gayretiyle müze haline getirilmiştir. İçerisinde çok güzel eserler mevcuttur. Mardin merkezde yer alan bu müze büyük ihtimalle yolunuzun üstünde olacaktır. Mardin kültürüne ait eserleri burada bulabilirsiniz.
Surur Hanı
Surur hanı hem tarihi bir yer hem de içinde hediyelik eşyaların kafelerin olduğu tarihin içerisinde tatlı bir mola verme havasında bir yer. Osmanlılar Dönemi’nde yapıldığı biliniyor ve zamanda restorasyona uğruyor bu han… Eğer çok yorulur da bir mola vermek bir şeyler içmek, sevdiklerinize hediyelik eşyalar almak isterseniz bu güzel hana gelmenizi öneririm.
Tarihi Mardin Evleri
Mardin Mazıdağı’nda bulunan bu evler adeta dağın eteklerine serpilmiş bir çiçek gibi yukarıdan aşağıya doğru yapılanmışlardır. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Mazıdağı Mardin’e 47 km uzaklıkta bulunmaktadır ama gözünüzde büyümesin, gerçekten görülmeye değer. Buraya geldiğinizde eski Mardin evlerini bulacaksınız. Bu evler öylesine büyüleyici bir şekilde yapılmış ve dizilmiş ki hem gün doğumunda hem gün batımında gözlerinizi ve kadrajınızı süsleyecekler.
Mardin Protestan Kilisesi
2015 yılında ibadete açılan Mardin Protestan Kilisesi hem ibadetlerin hem de konferansların yapıldığı, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan bir kilisedir. Mardin’in en güzel yanlarından biri tek bir mezhebe veya cemaate ait olan kiliseler değil aynı zamanda üç mezhebe de ait olan kiliselerin bulunması. Bu Mardin’in dini konularda ne kadar hoşgörülü olduğunu da gösteriyor.
Midyat
Mardin’in en güzel ilçesine Midyat desem sanırım bu gerçek olur. Midyat eski tarihi evleri, mağaraları, manastırlarıyla dopdolu bir ilçe. Zaten Mardin’e geldiğinizde size direk Midyat’ı da gezmeyi unutmayın derler. Biz de zaten bunu bilerek geldik ve iyi ki de gelmişiz. Öyleyse Midyat’ta gezilecek yerleri de sizin için listeliyorum.
Midyat Gezilecek Yerler
Mor Gabriel Manastırı
Bu manastıra Midyat gezinizden sonra gitmenizi tavsiye ederek başlamak istiyorum çünkü Midyat’tan 23 km uzaklıkta bulunmaktadır. Deyrulumur ismiyle de bilinen bu manastır Süryani Cemaatinin en ünlü yapıtlarından biridir. 397 yılında inşa edilen bu manastır isminden de anlaşılacağı üzere Mor Şmuel ve Mor Şemun tarafından yapılmıştır.
Mardin Midyat Mağaraları
Midyat’ta bir de mağaralara göz atın derim. Özellikle bazı mağaralar taş eve veya butik otele dönüştürülmüşler. Bazıları ise hala şifalı su dağıtılan mağaralardır. Linveyri Şifa Mağarası bu sağlık suları taşıyan en önemli mağaradır. Midyat mağaralarına giriş ücreti 5 tl gibi gayet uygun bir rakamdır.
Midyat Eski Kent
Midyat eski kente kesinlikle gelmeli, sokaklarında kaybolmalı ve her bir sokaktaki evleri görüp şaşırmalısınız evet mutlaka bunu yapmalısınız. Bırakın kaybolun her çıkış yeni bir yere eşlik ediyor. Taş evler, sokakta oynayan çocuklar, yerel esnaf hepsi ayrı bir güzellikte. Taş evler o dönemin ustalığı ile yapılmış ve hala günümüzde korunuyor. Belediye bazı evleri insanlar ziyaret etsinler diye açmış. O nedenle burayı gezmeyi ihmal etmeyin.
Midyat Konuk Evi
Birçok turist tarafından ziyaret edilen bu konak belediye tarafından işletilmektedir. Burada aynı zamanda bir zamanların çok popüler dizileri olan Sıla ve Hercai de çekilmiştir. Burası da yine Mardin’in o muhteşem taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir. Özellikle terası bambaşka bir havada.
Meryem Ana Kilisesi
Yine Midyat’tan gitmenizi önereceğim bir yer daha… Süryani cemaatine ait olan Meryem Ana Kilisesi taş işlemeciliği, kemer ve sütunları ile ön plana çıkmaktadır.
Mardin Kafro Köyü
Midyat’a 15 km uzaklıkta bulunan Kafro Köyü Süryanilerin yaz aylarında kaldıkları, kışın ise boşalttıkları bir köydür. Kışın hayalete dönen bu köy yazın öylesine hareketli ki, görsel şölen sunan taş evleri, tarihi sokakları ve en güzeli de inanılmaz lezzetli pizzalarıyla meşhur. Yanlış duymadınız Mardin’de pizzadan bahsediyorum. Eğer ne alaka diyorsanız şimdi anlatacağım. Burası Süryanilerin yaşam alanı olduğu için kışın buradan giden özellikle Süryani gençler yurtdışında pizza yapmayı öğrenip yazın Mardin’in taş fırınlarında bu pizzayı yapıyorlar. Taş fırın pizzasının lezzetini hayal edebiliyor musunuz? İşte burası hem tarihi hem gastronomik bir köy…
Eğer gezinize Mardin şehir merkezinden başlayıp Nusaybin yoluna doğru giderseniz aşağıda sayacağım dört yeri de ziyaret edip en son Beyazsu’ya geçebilirsiniz. Bu dört yere aynı zamanda Midyat üzerinden de gidebilirsiniz.
Deyru’l Zafaran Manastrı
Geçmişten günümüze Mardin’de varlığını sürdüren Süryanilerin dini merkezi olan bu manastır Mardin’in mimarisine uygun olarak inşa edilmiştir. Kocaman avlusuyla görenleri büyüleyen bu manastırın içerisinde Aziz Hananya Kilisesi, Güneş Tapınağı, Azizler Evi ve Vaftizhane bulunmaktadır. Azizler evi buranın bir nevi mezar odasıdır. Bir zamanlar burada yaşayan ve hizmet yapan patrikleri buraya gömmüşler. Vaftizhanede ise bir zamanlar bazı yayınlar basılmış olduğu için bir matbaa makinesi bulunmaktadır. Burayı ziyaret etmek isterseniz tam ücreti 50 öğrenci ise 30 tl’dir.
Dara Antik Kenti
Mardin Nusaybin yolu üzerinde bulunan Dara Antik Kenti’nde tapınaklardan mezarlara, su sarnıçlarından zindanlara kadar yine tarih içeren birçok şeyi bulabilirsiniz. Bu bölgede hala daha tarihi çalışmalar devam etmektedir. Güzel olan şu ki buraya giriş ücretsizdir.
Zeynelabidin Türbesi ve Camisi
Bir külliye olan Zeynelabidin Türbesi içinde medrese de barındırmaktadır. Zeynelabidin Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in 13. Kuşaktan torunu olmaktadır. Kesme taş kullanılarak yapılan bu türbede ayrıca bir de kız Kur’an Kursu bulunmaktadır.
Mor Yakup Manastırı
Zeynelabidin Türbesi’nin hemen yanında bulunan bu manastır Mor Yakup tarafından yaptırılmıştır. Zaten gördüğünüzde de fark edeceksiniz burası en eski kiliselerden biridir. Kilisede Mor Yakup’un tabutu ve bir de vaftizhane bulunmakatadır.
Beyazsu
Mardin’de sadece tarihi yerler değil aynı zamanda o kurak gibi görünen iklimin ortasında minik bir cennet de bulunmaktadır. Bu cennetin adı ise Beyazsu… Beyazsu deresi Mardin’in tepelerinden akan ve bir vadiden geçen tertemiz berrak bir sudur. Zaten şehrin su ihtiyacının çoğu buradan karşılanmaktadır. Burada suyun kenarına çeşitli çardaklar ve oturma alanları kurulmuş. Oturma alanlarının bazıları ise şark köşesi şeklinde. Etrafta balık restoranları bulunmaktadır.
Mor Evgin Manastırı
Mor Evgin Manastırı Nusaybin Dağı’nın eteklerinde kurulduğundan dolayı burayı Sümela Manastırına benzetiyorlar. Eskiden Süryanilerin Kudüs’e gitmeden önce uğradıkları bir yermiş. Ayrıca burada çok fazla rahip yetiştirilmiş. Nusaybin tarafında gezilecek yerlere gittiğinde burayı da unutmayın.
Şehidiye Camii
Mardin’de zaten muhteşem görünen bu eski taş yapıları bir de öyle güzel ışıklandırıyorlar ki gözlerim bu eserlerden kendini alamıyor. İşte Şehidiye Camii de onlardan biri. Konumu Mezopotamya’ya karşı öylesine uçsuz bucaksız, öylesine güzel… Minaresi tek başına göğe doğru dimdik yükselmiş, zamanla yapılan çalışmalarla, eklenen bölümlerle daha başka güzel bir hal almış olan bu camiyi mutlaka ziyaret edin.
Şatana Konağı
Şehidiye camiye gelmişken hemen karşısındaki Şatana Konağı’nı ziyaret etmeyi unutmayın. Burası aslında eski ptt binası olarak geçmektedir. Ermeni mimar Lale Sarkisyan tarafından yapılmıştır. Bu konaktaki taş işlemeciliği oldukça dikkat çekicidir. Şimdilerde uygulama oteli olarak kullanılan bu konağı ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.
Mardin’de Ne Yenir, Mardin Mutfağı
Her ne kadar ülkemizin Doğu Anadolu veya Güneydoğu Anadolu Bölgesi deyince mutfağında aklımıza bol etli yiyecekler gelse de Mardin bize her kesime hitap eden bir mutfak sunmaktadır. Burada vejetaryenler için de oldukça güzel mezeler yiyecekler vardır. Özellikle Mardin’de Cecis Murat Konağı size çok farklı lezzetler sunmaktadır. Hem mezeleri hem ana yemekleri hem de Süryani şarabını bir arada bulabileceğiniz bir yer. Burası eski bir konak üzerine kurulmuş restoran diyebiliriz. Mezopotamya’ya karşı bir şeyler yemek isteriniz tavsiye edeceğim yerler arasında bulunmaktadır. Ayrıca bir de Bağdadi restoranı da size yerel lezzetler sunması ve bölgeye has döşenmiş yapısıyla tavsiye edeceğim yerler arasında. Burada ayrıca Cuma ve cumartesi günleri müzik de yapılıyor. Bunun dışında Antik Sur Kafe Restoranda da sıra geceleri düzenleniyor. Nefis yemekler eşliğinde böyle bir geceye katılabilirsiniz.
Peki, Mardin’de ne yiyelim?
Mardin’de ne yiyeyim sorusunun cevabına gelince çoğunuz duymuşsunuzdur Mardin’in Kaburga Dolması oldukça meşhurdur. Kaburga’nın içi doldurularak hazırlanır. Genadir Çorbası da yine Mardin’in meşhur lezzetleri arasında. Nohut ve köfteyle yapılan bu çorba da oldukça lezzetlidir. Kibbe Dolması işkembenin dolmagibi doldurulması sonucunda oluşan bir yemektir.İçine pirinçle birlikte birtakım baharatlar konulara hazırlanır. Aynı şekilde başka bir dolma çeşidi de bir çeşit içli köfte olan ikbebet… Bu içli köfte haşlama olarak yapıldığı için daha hafif olmaktadır.
Mardin’in kendine özgü bir pizzası da olmasın mı, tabii ki var! Sembusek bir çeşit kıymalı börek diyebiliriz aslında kapalı olarak hazırlanıyor ve oldukça lezzetli tadı var.
Yine çiğköftenin Mardin’de yapılan yumurtalı versiyonu karşımıza accin olarak çıkmaktadır. Bir de bu çeşidini denemeye ne dersiniz? Biz bunun Göbeklitepe’de yerel halk tarafından yapılmış olanını yemiştik. Göbeklitepe yazısında bunun resmini de görebilirsiniz.
Kuru patlıcan dolması da yine bir de Mardin’de yenmesi gerekenler arasında
Burada vejeteryanlar için de seçenekler mevcut.
Evet, ne demiştik Mardin’de her şey etli olmak zorunda değil. Eğer vejetasyonsanız siz lebeniye çorbası ile başlayabilirsiniz. İçerisinde pirinç, nohut ve yoğurt ana malzeme olarak bulunan bu çorbayı mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Kişk Çorbası da seçenekleriniz arasında. Kişk, anason ve bazı malzemelerle karıştırılarak yapılan bu çorba Mardin yöresinin meşhur çorbalarındandır. Vejeteryan gidiyorken enfes bir meze olan muammara mutlaka denemeniz gerekenler arasında yer almaktadır. Özellikle Mardin’in incecik sıcak ekmeğini banarak bu lezzeti denemenizi isterim.
Mardin’in meşhur lezzetleri arasında bir Süryani çöreği olan kiliçe de bulunmaktadır. Bu lezzetli çörek de yine çayınızın yanında size eşlik edebilir. Bununla birlikte yine Mardin’in cevizli böreği de listenize eklensin.
Kahve severler, haydi mırraya…
Eğer geziniz arasında bir kahve molası vermek isterseniz elbette ki mırra denemenizi tavsiye edeceğim. Kendisi Mardin’in en meşhur kahvesi olur.
Gelelim tatlılara… Mardin’de tatlı çeşidi bol miktarda bulunmaktadır. Bunlar arasında zingil tatlısı, harire tatlısı, kahiye tatlısı bulunmaktadır. İsterseniz güzel bir yemeğin üstüne isterseniz yemekten önce canınız ne zaman isterse bu güzel tatlılardan söyleyip sevdiklerinizle paylaşarak yiyebilirsiniz. Biz genelde gittiğimiz yerler ailemle birlikte gidiyoruz. Kalabalık olduğumuz için yemeklerden veya tatlılardan çeşit çeşit söyleyip her birinin tadına bakmayı seviyoruz. Böylece midemiz dolmadan her bir lezzetin tadını almış oluyoruz. Size de bunu tavsiye ederim.
Festivaller
Her zaman söylediğim gibi eğer bir yere gidiyorsanız oranın festival zamanına denk gelir veya seyahatinizi bu şekilde ayarlayabilirseniz işte o şehri tam anlamıyla tanımış ve yaşamış olursunuz. Mardin şehri de yine kendine has festivalleri olan ve denk gelirseniz katılacağınız çok güzel festivalleri size sunmaktadır.
Mardin Bienali Festivali
Bu festival şu şekilde gerçekleşiyor: Her yıl farklı bir konu belirleniyor ve bu konuyla ilgili sanatçılar çeşitli eserler yapıyorlar. Yapılan bu eserler genellikle Mayıs ayından itibaren tam bir ay boyunca Mardin’in çeşitli mekânlarında sergileniyor. Ortaya harika şeyler çıkıyor.
Mardin Uluslararası Kiraz Festivali
Kiraz festivali her yıl kiraz zamanı olan Haziran ayında başlıyor. Burada kiraz üretenler en güzel kıpkırmızı, lezzetli mi lezzetli kirazlarını getiriyorlar ve bu festivalde en güzel kiraz seçiliyor. Ayrıca her yıl çeşitli etkinlikler ve sanatçılar da bu festivale katılıyorlar.
Mardin Bilali Şenlikleri
Her yıl Mayıs ayında düzenlenen Bilali şenlikleri hasat döneminin başlangıcını ve arpanın sararmasını kutlamak amacıyla Alımlı Köyü’nde düzenleniyor. Festivalde piknikler yapılıyor, halaylar çekiliyor ve oyunlar oynanıyor. Doyasıya eğlence ve doğanın verdiği bu muhteşem yiyecek arpa ile hasat dönemini kutlamak isterseniz gezinizi bu zamana denk getirin derim.
Mardin Uluslararsı Sirk Festivali
Öyle eğlenceli bir festival ki bu… Yüzü gözü boyalı, etrafta koşturan ve doyasıya eğlenen çocuklar mı dersiniz, çocukların en sevdiği palyaçolar mı dersiniz, mutluluk için ne ararsanız bu festivalde var. Her yıl eylül ayında Mardin Artuklu da düzenleniyor ve başka ülkeden insanlar, çocuklar da bu festivale katılıyorlar.
Mardin Film Festivali
Her yıl ekim ayında düzenlenen ve çeşitli oyuncu ve yönetmenlerin katıldığı Mardin Film Festivalinde belgeseller, kısa ve uzun matrajlı filmler izleyicileriyle buluşuyor.
Mardin Harire Şenliği
Mardin meşhur tatlısı üzüm ve undan yapılan harire bu şenliğe ismini veriyor. Ağızda çok hoş bir tat bırakan bu tatlıyı hep birlikte festivalde eğlenerek, kahkahalar eşliğinde yediğinizi hayal edin. Tatlının tadı üç beş kat daha da artıyor damağınızda… Harire tatlısı tüm halka ikram ediliyor ve yöresel oyunlar eşliğinde tüm halk bu tatlıdan yiyor.
Uluslararası Mardin Uçurtma Festivali
Gökyüzünde rengârenk, farklı model, farklı boyutta bir sürü uçurtma düşünün. Etrafta onu uçuran ve sağa sola giden insanlar… Uçurtmaların hepsi gökyüzünde özgürce uçuyorlar. Bu öyle güzel br festival ki üstelik artık adını yurt dışına bile duyurmuş. Genellikler her yıl ekim ayında düzenleniyor ve Mardin semalarında harika bir görüntü oluşturuyorlar. Haydi siz de uçurtmanızı alın ve gelin…