Şişman olmak bilinçaltımda iyi bir şey olabilir mi?

Yazar: Yasemin Soysal

Şişman olmak bilinçaltımda iyi bir şey olabilir mi? diye soruyorsanız bir şeyin sizi engellediğini ve zayıflamanızı sabote ettiğini düşünüyor olabilirsiniz. Evet, bu konuda haklı olabilirsiniz. Bilinçaltınızda kilolu kalmalıyım gibi bir duygu hissediyorsanız muhtemelen bu soruyu sormaya başlamış olabilirsiniz. O zaman size bunun cevabını basit bir örnekle vereyim.

Çocukluk, hayatımızın en önemli dönemlerinden biridir. Bu dönemde yaşadığımız her şey, yetişkinlikte kişiliğimizi ve hayata bakış açımızı etkiler. Öyleyse, yetişkinlikte kilo verme konusunda zorlanan birini anlamak için, neden onun çocukluk anılarına dönüp bakmayalım?

Şişman olmak bilinçaltımda iyi bir şey olabilir mi? Elinde çatal ve bıçak tutumuş şişman bir çocuk masada oturmuş, düşünceli

Hadi hep kızlardan örnek veriyoruz bu sefer örneğimiz bir erkek çocuk olsun. 

Şişman olmak bilinçaltımda iyi bir şey olabilir mi?

Ahmet, çocukluğunda hep güzel yorumlar alan, sevimli görünen bir bebekti. Dolgun yanakları, tombul kolları ve bacakları herkesin onu sevmesine neden oluyordu. Ahmet’in annesi ve babası, Ahmet’in bu tatlı görüntüsüne bayılıyordu. Farkında olmasalar da, Ahmet’in fazla kilolu olması, onların Ahmet’i farklı sevmelerine neden oluyordu.

Ahmet’in çocukluk anılarına baktığımızda, aile içinde fazla kilolu olmanın, ailede sevgi ve kabul görmenin bir yolu olduğunu öğrendiğini görüyoruz. Ahmet’in annesi, onun yemek yemesini seviyor. Yemekler, annesiyle olan bağını güçlendiriyor ve Ahmet, annesinin sevgisini hissettiği anları daha çok seviyordu. Ayrıca, Ahmet’in annesi, Ahmet’e çeşitli yemekler yaparak ve onun iştahla yemesini sağlayarak, kendisini yeterli bir anne olarak hissediyordu. Ahmet’in annesinin, hayatta başka bir rolü olmadığı için, oğluna yemek yapmak ve onun en iyi şekilde beslenmesini sağlamak, onun annelik görevini başarıyla yerine getirmesinin bir göstergesiydi.

Peki bu rolde babası ne yapıyordu?

Ayrıca, Ahmet’in babası, çocukken yoksul bir ailenin ferdiydi. Her zaman yeterli yiyecekleri olmadığı için abisi ve o hep zayıftı. Ahmet’in babası için kilolu olmak, refahın ve bolluğun bir sembolüydü. Ahmet’in kilolu olması, onun yeterli beslenip, sağlıklı büyüdüğünü gösteriyordu. Bu durumda Ahmet’in babası, oğluna yeterli besini getirebildiği için kendini bir baba olarak daha iyi hissediyordu. Oğlunun kilolu olmasını, zayıf olmasına tercih ederdi. Bu durum, onun geçmişte yaşadığı yoksulluğun acısını biraz hafifletiyordu.

Peki şişman olmak bilinçaltımda iyi bir şey olabilir mi?

Bu nedenle, Ahmet yetişkinlikte kilo verme konusunda zorlanıyor çünkü onun bilinçaltında kilolu olmanın kötü bir şey olabileceği fikri yok. Ahmet, kilolu olmanın sevgi, kabul, refah ve başarı ile ilişkilendirildiği bir aile ortamında büyüdü. Bu inançlar, Ahmet’in kilo verme konusundaki çabalarını maalesef ki zorlaştırıyor çünkü bu, aslında kötü bir durumun olumlu bir hisle eşleşmesinin sonucudur.

Ahmet’in yetişkinlikte kilo verme konusunda yaşadığı zorluklar aslında, çocukluk inançlarını ve bu inançların bilinçaltında oluşturduğu izleri silmeye çalışmasından başka bir şey değildir. Tabi ki burada Ahmet’in içsel olarak kilo vermek istemediği bir durum için bu senaryodan bahsedebiliriz.

Sizin için kilolu olmak gibi negatif bir durum başka birinin bilinçaltında pozitif bir kodlamaya sahip olabilir. Eğer kişi bu durumun farkında değilse, üzerine doğru akan bir nehirde bitiş çizgisine doğru büyük bir yarış içinde kürek çektiğini fark etmez. Kime karşı direniyordur bunun farkında bile değildir. Tek direnç gösterdiği aslında kendisidir.

Benzer Yazılar