Yiyerek zayıflamak mümkün mü? Evet, kesinlikle yiyerek zayıflamak mümkündür. Sanırım bir çok kişinin merak ettiği zayıflama sorusu budur. Zaten kilo verirken insanlar yemek yemiyor mu? Tabi ki yiyor, e o zaman “yiyerek zayıflamak mümkün mü?” diye sorulduğunda tam olarak merak edilen nedir o zaman? İnsanlar fazla yemek yemek ama buna rağmen kilo vermek istiyor. Ya da fazla yemese bile tek suçlunun yemekler olduğu düşünülüyor. İşte bu kocaman bir yanılgıdır. Burada anlaman gereken nokta bedenin için yiyorsan, evet yiyerek zayıflayabilirsin. Fakat düşüncelerin ve duygusal dünyan için yiyorsan maalesef bedeninin ihtiyacından fazlasını talep edecek ve kilo alman kaçınılmaz olacaktır.
Hadi gelin biraz daha detaylı bakalım bu konuya.
Yiyerek zayıflamak mümkün mü? Bilim dünyası sonunda sizinle!
Çikolatalı kekin peşinden gidenler, diyetisyenlerin “karbonhidratı kes” önerilerine kulaklarını tıkayanlar, bilim dünyası sonunda sizinle! ‘Yemek yiyerek zayıflamak’ başlıklı bir bölüm belki de içinize biraz su serpecek. Kulağa saçma mı geliyor? “Bu nasıl olabilir ki?” dediğinizi duyar gibiyim, ama hayır, bu saçma değil. Gelin, bilim dünyasının bu konuda ne söylediğine birlikte bakalım.
Evelyn Tribole ve Elyse Resch’in “İçgüdüsel Yemek: İşe Yarayan Bir Devrim Programı” (Intuitive Eating: A Revolutionary Program That Works) adlı kitabı, kendi bedenimizi nasıl yeterince dinlemediğimiz konusunda güzel bilgiler paylaştı. Kendi bedenimizin ihtiyaçlarını anlamayı ve ne zaman, ne kadar ve ne yemesi gerektiğini bilmeyi anlatıyor. İşte bu tarz kitaplar sanırım en sevdiklerimden. Çünkü biliyorsunuz ki ben de kitaplarımda tam olarak bu konudan bahsediyorum. 👇🏻
Ama canım pizza çektiğinde ne yapmalıyım?
“ama canım pizza çektiğinde ne yapmalıyım?” diye düşünüyor olabilirsin. Öyleyse, belki de kendini daha iyi dinlemeli ve gerçekten pizza isteyip istemediğini kendine sormalısın. Çünkü canın istemesi demek ne demek bunu çok iyi anlaman gerekiyor. Canın dediğin şey eğer düşüncelerin ve mantığınsa maalesef yiyerek zayıflayamayacaksın ama eğer bu bedeninin sesiyse kesinlikle durum farklı olacaktır.
Van Dyke N. ve Drinkwater E.J.’nin 2014 tarihli çalışması “Relationships between intuitive eating and health indicators: literature review” (İçgüdüsel yeme ve sağlık göstergeleri arasındaki ilişkiler: literatür incelemesi) içgüdüsel yemenin kilo kontrolüne yardımcı olabileceğini bulmuştur. İçgüdülerinizi dinlemek, vücudunuzun ne istediğini anlamak demektir ve bu, sağlıklı kilo yönetimine katkıda bulunabilir. Şaşırtıcı mı? Hayır, belki de bu sürekli diyet yapma çılgınlığına bir son verme vakti gelmiştir.
“Mindful eating: A review of the literature and its potential for dietetic practice” (Farkındalıkla yeme: literatür incelemesi ve diyetetik uygulama için potansiyeli) başlıklı 2019 tarihli bir inceleme çalışması, yemek yerken daha farkında olmanın, yani yemek yeme deneyimine tamamen odaklanmanın kilo yönetimine yardımcı olabileceğini ortaya koymuştur.
Yemek yeme deneyimi, ne yediğinizden daha fazlasını içerir; nasıl yediğinizi, ne zaman yediğinizi ve nerede yediğinizi de içerir. Yani, belki de o televizyon karşısında atıştırmaları bırakma zamanı geldi. Belki de sahilde deniz kenarında minik bir masa ve sandalye ile yemek sizde çok daha yüksek doyma hazzı yaratacaktır. Her zaman söylediğim gibi “Önemli olan beyninizin içindeki mideyi doyurmak”
Peki biz nasıl bu hale geldik?
Yemek yerken ne düşündüğüm, nerde yediğim, aç mıyım tok muyum, neden bu sorular bu kadar önemli? Daha doğrusu ne oldu da biz bedenimizle bağlantıyı kopardık ve bu duruma geldik. Bu sorunun cevabı çocukluğumuzda yatmaktadır. Çocukken ebeveylerimiz tarafından sürekli yeme davranışımıza müdahele edilmesi tüm dengemisin bozulduğu ilk yerdir. Örneğin; ‘hayır, doymuş olmazsın o tabağındakini bitireceksin’, ‘Hayır o kadar az yiyerek kimse doymaz’, ‘Sofrada oyalanmaz çabuk bitir yemeğini’, ‘Yeter ki sen yemek ye ben istediğin çizgi filimi açarım sana’, ‘Tamam yemek yerken cep telefonu izleyebilirsin ama o yemek bitecek’ Sonuç olarak çocukken ne zaman doymamız gerektiğini öğrenemeyiz.
Kaç yaşına gelirseniz gelin ebeveynlerin gözünde doyabilecek bir çocuk olmazsınız. Sonra yetişkin bireyler olduğunuzda muhakkak yemek yemeniz ve hatta fazla fazla yemeniz gerektiğine dair içgüdüsel bir his hissedersiniz.
Yiyerek zayıflamak mümkün mü? Sorusu yerine ‘Bedensel açlık ve zihinsel açlık arasındaki farkı anlayabilir miyim?’ bu mümkün mü? diye sormak çok daha akıllıcadır.
Dolayısıyla, çikolatalı pasta aşkınızın sürdüğünü biliyorum ama belki de bedeninizi biraz daha yakından dinlemeli ve ona ne istediğini sormalısınız. Belki de, pasta yerine başka bir şey yemek istiyor! Belki de hiç bir şey yemek istemiyor olabilir. Zihninizdeki kalıplar emin olabilirsiniz ki yeme seçimlerinizi etkileyecek ve size yanlış komutlar gönderebilecektir.
Şok olmayın, bedeniniz size bir sürpriz yapabilir. Sonuçta bedeninizin ne zaman aç olduğunu, ne zaman tok olduğunu ve ne zaman bir mola vermek istediğini anlamak, sadece zayıflama yolunda değil, genel sağlığınız için de hayati öneme sahiptir.
Ve bu sadece bir parça çikolatalı pastadan daha tatmin edicidir.