Neden mutsuz olduğumda daha fazla yiyorum?

Yazar: Yasemin Soysal

Neden mutsuz olduğumda daha fazla yiyorum? Mutsuz olduğunuzda bedenimiz daha fazla serotonin ve depomine ihtiyaç duyar. Bir çok kişi için serotonin ve depomin salgılarına ulaşmanın en kestirme ve zahmetsiz yolu yemek yemektir. Kişiler duygusal dünyalarını değiştirmek, bedenlerinde ki kimyayı daha mutlu ve daha huzurlu hale getirebilmek için psikolojik değişimler yaratmayı zahmetli bir süreç olarak düşünür. Yani sorun yaratan durumun zihinsel olarak neden huzursuzluk yarattığını bulmak ve çözmek yerine yemek yemek çok daha basittir. Fakat bu basit çözümün sonrasında çok daha uğraştırıcı problemleri olur. Ruh halini değiştirmek için çaba göstermek istemeyen bireyler kilo vermek için çok daha zahmetli bir yolculuğa çıkarlar.

Neden mutsuz olduğumda daha fazla yiyorum? Mutsuzluk ve aşırı yeme arasındaki ilişki, psikoloji ve davranış bilimleri açısından karmaşık bir şeydir. İnsanlar genellikle zor durumlarla başa çıkma, rahatlama veya duygusal stresleri doldurma amacıyla odaklanmaya yönelebilirler. Unutmayın ki yemek yemekte bir odaklanma şeklidir ve dikkat dağıtıcı bir aktivitedir. Bir çok kişi yemek yerken asıl soruna odaklanamaz. Hatta bazı kişiler yemek yerken hayatlarını altüst etmiş sorunun varlığından haberleri yokmuş gibi davranılar. İşte bu noktada yemek yemek hem dikkat dağıtıcı, hem sorundan uzaklaştırıcı hem de serotonin depolarını geçici olarak uyardıkları bir durumdur. Fakat bu şekilde bireyler sorunlarına sorun eklediklerinin farkında olmazlar.

Neden mutsuz olduğumda daha fazla yiyorum? Mutsuzluk, beynin salgıladığı bir kimyasal sonucu hissedilen bir duygudur. Doğal olarak beyin kimyası ruh haliyle değişebildiği gibi dışarıdan alınan uyarıcılarla da değişebilmektedir. İlaç, alkol, uyuşturucu, antidepresanlar, yiyecekler ve daha bir çok uyarıcı beyin kimyasını değiştirebilmektedir. Dış uyarıcılar içerisinde hem en masum hem de en tehlikelisi yiyeceklerdir. Özellikle bazı insanların mutluluk hissini arttırmak amacıyla karbonhidrat veya şeker içeren yiyecekleri tercih ettiği doğrudur. Beyin şeker ve karbonhidrat karşısında çok daha fazla mutluluk hormonu salgılamaktadır. Kısa vadede masum görünen bu dış uyarıcılar uzun vadede kişinin aşırı kilo almasına neden olur ve kiloya bağlı rahatsızlıklar yüzünden bu masumane durumunu kaybeder. Başlarda yiyeceklerle mutlu olmaya çalışan biri ilerleyen zamanlarda kiloya bağlı damar tıkanıklığı, kalp krizi, şeker gibi rahatsızlıklar sonucu en tehlikeli uyarıcılardan birini aldığını fark edecektir. Beyin kimyasını ve doğal olarak ruh halini yiyeceklerle değiştirmeye çalışmak uzun vadede kötü sonuçlar doğuracaktır.

Neden mutsuz olduğumda daha fazla yiyorum? Mutsuzluk, kişinin duygusal streslerini doldurma arayışına neden olabilir. Yiyecekler, bu besinleri geçici bir süre doldurabilecek çekici bir seçenek olarak görülebilir. Ayrıca o yiyeceklerle geçmişte bir bağ kurduysa bu yiyecekleri tüketerek o duygusal boşlukları daha hızlı doldurabilir. Fakat yiyeceklerin duygusal boşlukları doldururken başka duygusal boşluklar açtığını çoğu zaman kişiler fark etmez.

Alışkanlıklarımız bizim aynı zamanda bağımlılıklarımız gibidir. Alışkanlıklarımızı her yaptığımızda farklı bir mutluluk ve huzur hissederiz. Bir de bu huzur ve mutlululuğa yiyecekler eklendiğinde hissedilen duygu çok daha yoğun olur. Yiyeceklere olan alışkanlığımız en tehlikeli olanıdır. Çünkü alışık olduğumuz davranışı yapmanın beyin için rahatlatıcı etkisine artı olarak yiyecekleri tüketmemiz sonucu beyinde oluşan kimyasal değişim eklendiğinde bu tam bir ödül niteliğinde olacaktır. Kim ödüllerden vazgeçmek istesin ki? Bu yüzden yiyeceklerle kurulan bağlar alışkanlık boyutuna geldiğinde kişiye zarar verebilir. Kişiler mutsuz olduklarında zaten güven alanlarından çıkmış olurlar ve alışık oldukları başka bir duyguya hızlıca geçmek isterler. Bu yüzden yüzmek sizin alışkanlığınız olsa bile çok az kişi mayosunu giyip spor salonunun yolunu tutar. Bunun yerine mutfağın yolunu tutarak üç adımda buzdolabına ulaşabilir.

Neden mutsuz olduğumda daha fazla yiyorum? Peki ne yapmak gerekir? Yukarıda ki ve daha anlatmadığım bir çok durum için farkındalığımızın anda olması gerekiyor. En basit örnekle neyi niçin yaptığınızı bilmiyor ya da fark edemiyorsanız değiştirmeniz mümkün olmayacaktır. İster açlık, ister duygusal açlık, ister alışkanlık olsun bir davranışı neden yaptığınızı fark etmeniz gerekiyor. Çünkü beslenme şeklinizin kaçta kaçı fiziksel kaçta kaçı psikolojik bunu belirlemeniz gerekiyor. Düşünceleriniz andaysa sizi yemeye iten ruh halini, düşünleri ya da tetikleyicileri fark edebilirsiniz. Unutmayın bir şeyi değiştirmenin ilk adımı farkındalıktır. Sonrasında en azından içinde bulunduğunuz durumla ilgili bir yorum yapma şansınız olacaktır. Ve sizi yemek yemeye ya da sağlıksız beslenmeye iten şeyin ne olduğunu bulduysanız bunu değiştirmek için zihinsel ve psikolojik egzersizler yapmanız şarttır. Düşüncelerinizi değiştiremediğiniz sürece beslenme ve yeme alışkanlıklarınızı da değiştiremeyeceksiniz.

Benzer Yazılar